Shopping cart

    Subtotal $0.00

    View cartCheckout

    • Home
    • Genel
    • DIŞİŞLERİ BAKANI PROF. DR. AHMET DAVUTOĞLU KMTSO’DA – 17.08.2010

    DIŞİŞLERİ BAKANI PROF. DR. AHMET DAVUTOĞLU KMTSO’DA – 17.08.2010

    .
    Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası’nda düzenlenen toplantıda Kahramanmaraş iş dünyası temsilcileri ile bir araya geldi.

    Kahramanmaraş Valisi Mehmet Niyazi Tanılır, TBMM Başkanvekili Nevzat Pakdil, AK Parti Kahramanmaraş Milletvekilleri Prof. Dr. Mehmet Sağlam, Cafer Tatlıbal, Kahramanmaraş Belediye Başkanı Mustafa Poyraz, Ticaret Borsası Başkanı Mahmut Arıkan ve çok sayıda sanayici ve işadamının katıldığı toplantıda açılış konuşmasını yapan KMTSO Başkanı Mehmet Balduk: “Sayın Bakanımın deyimiyle ‘Özellikle Komşularla Asgari Sorun Azami Ticaret’ diyoruz. Bu bizim yıllardır olmasını istediğimiz bir dış politikaydı. Gerek Başbakanımızın gerekse Cumhurbaşkanımızın ve uygulamada sizin çok büyük emekleriniz var bu konuma gelmemizde. Ben bir işadamı olarak, kurumumu temsilen bu politikanızdan son derece memnuniyet duyduğumu ve sizi desteklediğimi beyan ediyorum.” şeklinde konuştu. Balduk ayrıca, Kahramanmaraş’ın ihracatının büyük bölümünü Avrupa’ya yaptıklarını ve alternatif pazarlar üretmek için de destek beklediklerini ifade etti.

    Ticaret ve Sanayi Odası’nda Kahramanmaraşlı sanayicilere seslenen Bakan Davutoğlu ise dünyada bir eksen aranacak olsa Anadolu’nun bu eksenin tam ortasında yer alacağını ifade etti. Güçlerini bu coğrafyadan, tarih ve insan gücünden aldıklarını belirten Davutoğlu şöyle konuştu: “Sayın Başkanım daha mütevazi şekilde ‘asgari’ kelimesini kullandı. Ben ‘komşularla sıfır sorun azami ticaret’ diyorum. Bana soruyorlar nasıl bu kadar iddialı konuşabiliyorum diye. Biz sırtımızı üç şeye dayadık. İlk olarak coğrafyamıza. Bu mekan öyle bir mekan ki; Asya ve Avrupa’nın tam kalbinde. Belki de dünyanın merkezi. Hani eksen deniyordu ya, eğer eksen aransaydı herhalde Anadolu’nun bir yerlerinde olurdu. Dünyanın bir çok merkezine optimum uzaklıkta bir merkez. İkincisi tarihimiz. O kadar köklü bir tarihe sahibiz ki nereye giderseniz bizden bir iz var. Dışişleri Bakanı olarak ben bunu çok sıkça yaşıyor ve öyle bir hisse kapılıyorum ki… Dünyada ilişkiye geçmediğimiz hiçbir toplum olmamış. Dünyanın her coğrafyasında sizden bir iz, bir etkileşim var. Allah devletimize zeval vermesin, dünyanın her köşesinde sizden bir beklenti var. Herkes ‘Anadolu’dan insanlar gelecekler ve bize kucak açacaklar’ diye bekliyorlar. Afganistan’da bir sıkıntı olduğu zaman hemen batıya dönüyor, Anadolu’ya. Yönünü Anadolu’ya dönen ve büyük beklentiler içerisinde olan büyük kitleler var. Böyle bir milletin iddiasız olması mümkün değil. Böyle bir milletin olayları sadece seyretmesi mümkün değil. Böyle bir millet tarihte ya iddialı olur, ya da yok olur. Onun için iddialı olmak, tarihin bize yüklediği bir sorumluluk. Ayakta durmak değil, ayakta dimdik durmak ve dünyaya mesajımızı iletmek. O bakımdan bizim bu coğrafyamız ve bu tarihimiz varken, bu coğrafyada yaşayan insanlar kendilerine küçük hedefler tayin edemezler, büyük hedefler koyarlar ve büyük hedefleri gerçekleştirirler. Üçüncü büyük gücümüz insan unsurumuz. Birçok ülkeye nasip olmuş doğal zenginliklerimiz yok belki, sömürgecilikten kalan büyük kapitallerimiz yok belki, ama bir şeyimiz var; insan unsuru. Dinamik, girişken, her yere nüfuz eden zorluklar karşısında yılmayan insan unsuru.”

    Dünyanın her yerinde elçilikler açmaya ve vizeleri kaldırmaya çalıştıklarını belirten Davutoğlu, vizeleri Türkiye’nin insan potansiyeli önüne konmuş setler olarak gördüklerini belirtti. Kahramanmaraş’tan kalkan bir tüccarın, bir sanayicinin büyükelçilikler önünde kuyrukta beklemeden, dünyanın her yerini dolaşarak iş yapabilmesini sağlamaya çalıştıklarını kaydeden Davutoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
    “Bakın şimdi biz Afganistan’a açılım politikası uyguluyoruz, neden? Yeni büyükelçilikler açarak, Ankara’da işsiz büyükelçi var onlara yeni bir iş alanı mı açmaya çalışıyoruz? Hayır. Tek bir hesabımız var. Oraya doğru insanımızın büyük bir hamle azmi ile oranın ticaretine katkıda bulunması, orayla iş yapması, orayla kaynaşması. Geçtiğimiz yıl içerisinde 18 yeni büyükelçilik açtık. İki tane büyükelçilik Latin Amerika’da açtık. Önemli bir ülkenin Dışişleri Bakanı bana şu soruyu sordu: ‘Biz ekonomik kriz nedeniyle büyükelçiliklerimizi kapatıyor, masrafları azaltıyoruz. Siz daha çok büyükelçilik açıyorsunuz. Hedefiniz ne?’ Biz o zaman çok basit bir hesap yapmıştık. Bir Türk büyükelçiliğin Afrika’da açılması yaklaşık 5 milyon dolar. Yıllık işletme giderleri de iki milyon dolar civarında. Eğer bir tek işadamımız oraya gitse ve orada on milyonluk iş yapsa biz Türkiye olarak karlıyız demektir. Bir devletin gücü milletin gücü ile ölçülür. Devlet güçlü olup da millet fakir olamaz. Devlet güçlüyse milleti de güçlü kılacak hizmetler yapmalıdır. Bakın niçin vizeleri kaldırmaya çalışıyoruz. Vizeyi bir bariyer gibi görüyoruz, bizim büyük insan potansiyelimizin önüne konmuş setler olarak görüyoruz. Biz o setleri kıracağız ve indireceğiz.”

    Komşu ülkelerle kaynaşmayı ve aradaki soğuklukları da gidermeyi istediklerini dile getiren Davutoğlu, Türkiye’nin geçmişte verdiği taahhütlerin de bu gün hala geçerliliğini koruduğunu belirtti. Bunun Türkiye’nin kendi coğrafyasına sırtını dönmesi olarak algılanmaması gerektiğine dikkat çeken Davutoğlu sözlerini şöyle tamamladı: “Biz istiyoruz ki insanımız komşu ülkelerle kaynaşsın, önümüze konan bariyerleri aşalım. Mayınlarla sınır korunmaz. Biz Suriye sınırını yıllarca mayınlarla korumaya çalıştık. Sınırlar neyle korunur? Güzel insani ilişkilerle korunur. Ama biz güvenlikten önce güvenlik kadar önemli olarak özgürlük, kardeşlik ve bütün dünyayla bütünleşme istiyoruz. Etrafımızda tehdit görmüyoruz. Hiç kimsenin bizi tehdit etmeye gücü de yetmez, zaten böyle bir şey de beklenemez. Komşularımızla en iyi ilişkileri geliştireceğiz. Biz kendimizi geliştirirken komşularımızı da kalkındıracağız. Eksen tartışmalarına gelince, Türkiye bütün anlaşmalarına sadıktır. Ve geçmişteki bütün taahhütlerini de herkesten fazla yerine getirmektedir. Bu NATO olsa da böyle, AB müzakere süreci bağlamında da böyle. Ama bu taahhütleri yerine getirirken ve ittifak ilişkilerini devam ettirirken kimse bize ‘Siz yakın bölgenize sırtınızı döneceksiniz.’ diyemez. Genellikle bu eksen tartışmaları Türkiye ne zaman etkinliğini artırırsa o dönemde ortaya çıkan tartışmalardır. Net olarak şunu her zaman söylüyoruz. Bizim eksenimiz tarihimiz ve coğrafyamızdır, kimliğimizdir, vakarımızdır. Ve bu eksen etrafında dünyaya 360 dereceyle bakarız. Doğusuyla batısıyla kuzeyiyle güneyiyle dünyayı bir bütün olarak görürüz. Onun için bu gün G-20 de en aktif üyelerden biriyiz. Onun için medeniyetler ittifakında liderlik yapıyoruz. Bütün bunlarla yapmaya çalıştığımız şey Türkiye’yle ilgili dünyada yeni bir imaj ve algı oluşturmak ve insanımızın önündeki bariyerleri kaldırmak.”

    Toplantının son bölümünde işadamları Bakan Davutoğlu’na çeşitli sorular yöneltirken, KMTSO Başkanı Balduk, Davutoğlu’na sim sırma işlemeli Osmanlı Tuğrası hediye etti. Toplantı sonrasında Bakan Davutoğlu Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası Şeref Defterini imzaladı.

    Leave A Comment

    Your email address will not be published. Required fields are marked *