(Programın Tam Metni) – 22.01.2010
CNBC-e Genel Yayın Yönetmeni SERVET YILDIRIM: Günaydın sabah notlarına hoş geldiniz. Mahfi Eğilmez ile birlikte ekonominin gündemindeki gelişmeleri değerlendiriyoruz. Bugün güne Dolar-Euro paritesindeki dolar lehine olan değişme ile başlıyoruz. Son 5 ayın en güçlü seviyesinde dolar. Bunu da sanayinin içinden kurdaki değişimden birebir etkilenen bir konuğumuzla tartışacağız. Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Balduk beyefendi hoş geldiniz. Doları, kurları falan konuşuyoruz ama tabi onun acısını birebir hisseden sanayici var, oradaki değişimi bazen acısını, bezen sefasını, bazen cefasını değil mi? Euro’nun değer kaybetmesi genelde tabi olumsuz manzaradır derler Türk sanayicisi Türk ihracatçısı için gerçekten öyle midir? Birebir hisseder misiniz?
MEHMET BALDUK: Sağ olun, teşekkür ederim. Tabi öyle bizim Türkiye’deki ihracatın önemli bir kısmı Avrupa’ya, Maraş’ın da çoğunluğu Avrupa’ya, son dönemde özellikle küresel krizden sonra Afrika pazarı komşu pazarlar gibi arayışlarımız oldu. Başarılı da olduk ama hala en yüksek rakamlar Avrupa’ya. Mesela İtalya açık ara birinci. Diğer Avrupa ülkeleri de.
CNBC-e Genel Yayın Yönetmeni SERVET YILDIRIM: Bu Maraş için değil mi? Türkiye için de aşağı yukarı baktığımızda genelde ilk 10’a baktığımızda İngiltere, İtalya, Fransa, yani Avrupa ekonomileri vardır herhalde.
MEHMET BALDUK: Evet, bizde ilk 10’da tamamen Avrupa ülkesiydi. Bu sene sürpriz bir şekilde Brezilya geldi ikinci sıraya enteresan. Irak ve Suriye, Mısır sıralamaya girdi ilk 10’a ama kalan yedi tanesi yine Avrupa ülkesi.
Dr.A.MAHFİ EĞİLMEZ: Yani Brezilya’nın girmesi aslında fena değil biraz dengeleriz. Biz onlardan futbolcu ithal ediyoruz. Onlara da bir şeyler satıyorsak belki dengeleriz.
MEHMET BALDUK: Ama bu yıl devam eder mi? emin değilim. Geçen yıl Brezilya ağırlıklı ithalat yaptı. Uzakdoğu ülkeleri ile bir takım sorunlar yaşadı ve tedarikin en kolayı Türkiye’den temin edeceği için bize döndü. Ama bu yıl gerçekleşir mi emin değilim. Bizim şansımız Maraş’ın verileri ve rakamları son derece iyi geçti krize rağmen. 2009 yılını iyi kapattık.
CNBC-e Genel Yayın Yönetmeni SERVET YILDIRIM: Biz böyle krize giren kentler diye bir seri yapıyoruz. Türkiye’de krizle iller bazında nasıl baş edildi diye. İşte yarın da Gaziantep var Mahfi Bey gidecek ben gidemeyeceğim iş programındaki değişiklik nedeniyle. Orada işte Sanayicileri konuşuyor Mahfi Bey. Daha önce Kayseri, Denizli gibi illeri gezdik. Her il belli ölçüde etkilenmiş. Ben aslında Maraş’ı yakından bildiğim için aslında krize direnen kentlere çok güzel de bir örnek Maraş. Krizde yeni bir Pazar yaratmış.
MEHMET BALDUK: Bir numara, bir numara. Rakamlarla onu teyit ediyoruz zaten. Şimdi biz ağırlıkta hammaddemizi dolarla alırız. İhracatımızın da çoğunluğu Avrupa’ya olduğu için Euro. Yazın 1.38’lere kadar düşmüştü Euro, 1.40’lar seviyesindeydi. Sonra 1.50’lere 1.51’lere çıktı. Bu bir doping etkisi yaptı. Ama şimdi bugün sanıyorum 1.41 66’ya kadar düşmüş gece. Şu an bakıyorum 1.41 90 civarında. Tabi ben ekonomist değilim ama öngörüler 1,35’lere kadar yapabileceği şekilde.
CNBC-e Genel Yayın Yönetmeni SERVET YILDIRIM: Öngörülere bakacağız, kim ne öngörüyor diye ama görüntü biraz daha Euro- Dolar, dolar lehine seyreder.
Dr.A.MAHFİ EĞİLMEZ: Öyle görünüyor evet. Dolar lehine seyredecek gibi görünüyor. Tabi bu biraz önce Mehmet Bey’in söylediği çok doğru. Biz bunu çok uzun süre konuştuk. Dedik ki yani dolar, ihracatçının durumu niye kötü diye. Çünkü hammaddeyi ve borçlanma yasası ağırlıkla dolarla yapıyor, ihracatı Euro ile yapıyor. Dolayısıyla Euro lehine dolar aleyhine geliştikçe konu, buradan her ne kadar kurlar düşüyor da olsa çok büyük bir etki yaratmadan çıkıyor. Bu işin tersine döndü olay. Şimdi dolar yukarı çıkıyor, Euro aşağı iniyor. Yani maliyetler yükseliyor, ihracat gelirleri düşüyor. Çok önemli bir nokta bu.
CNBC-e Genel Yayın Yönetmeni SERVET YILDIRIM: Bu yapıyı değiştirmek çok mümkün değil kısa vadede. Siz gene girdiğinizde dolar alacaksınız. Pazar belli. Avrupa Birliği pazarı. İşte avantajlarımız var. Gümrük avantajlarımız var o nedenle oraya satacaksınız.
MEHMET BALDUK: Bir de baskı çift taraflı olacak. Tabi hükümetin takdiridir bir şey diyemeyiz ama IMF anlaşması olur ise kurlarda da gerçekten bir baskı ortaya çıkar, kurlar TL, dolar kotasyonları 1,35’e düşerse, Dolar Euro kotasyonları da 1.35’lere düşerse; biz gerçekten o zaman baskı altında kalırız. Biraz sonra müsaade ederseniz, Maraş ile ilgili rakamları söylersem gerçekten ciddi iyileşmeler var. Bu iyileşmeleri kaybederiz biz.
CNBC-e Genel Yayın Yönetmeni SERVET YILDIRIM: Dolayısıyla hani kur önemli. Bu hep sorulur ihracatçı için ideal kur nedir? Diye. Aslında bu soruları hep sorarım ben. İşte Bakanlıklara, Sanayicilere, ihracatçılara ve cevap da alırız. Herkesin bir ideal kuru vardır. Şimdi ben aynı soruyu size de soracağım. Tabi ihracatçının ideal kuru ile bankacının ideal kuru her zaman tutmuyor. Diğer kesimleri ama. İhracatçı için şu anda olması gereken dolar kur, ideal kur nedir?
MEHMET BALDUK: Şimdi orada tabi sepete bakmak daha doğru olur. Çünkü hammaddeyi dolarla alıp mamulü Euro ile sattığınız için sepet daha doğru olur. 1.40 – 1.50 arası Euro- Dolar paritesi bizim için iyi bir parite. Sepete baktığınızda şu anda 3,5 civarında. Ben bunun Türkiye’nin rekabetçi olabilmesi açısından 4 olması gerektiğini düşünüyorum. Daha önce de Maraş’a gelip ziyaret eden ekonomi ile ilgili Sayın Bakanlara da bu düşüncelerimi arz ettim. Şimdi herkes ister parası değerlensin, diğer paralara karşı değerli olsun ama küresel rekabet ortamında Dünya’ya mal satmak istiyorsanız; kur da bunun en önemli argümanlarından birisi. Zaten dikkat ederseniz siz çok daha iyi biliyorsunuz. Biz bazı şeyleri hatta birçok şeyi sizleri dinleyerek öğreniyoruz. Önümüzdeki süreçte gelişmekte olan ülkeler arasında zaten bir kur savaşı yaşanacak. Yaşanmak da zorunda. Yoksa ihracatını artıramayacak. Dünya pazarlarında edindiği payı kaybedecek. Şimdi biz kuru baskı altına alalım, baskı altına aldığımızda tamam hazinenin işine geliyor veya bazı sektörlerin işine geliyor. Onları açmaya gerek yok, sizde biliyorsunuz. Ama üretim yapan bunun içine sanayici de dâhil, ufak esnaf da dâhil, çiftçi de dâhil. Üretim yapan insanlar gerçek anlamda zorlanıyor. Bu da kendini koruyabilmek için ne yapıyor? İlave yatırımlara giriyor, verimliliğini artırabilmek için. Yeni teknolojilerle biz verimliliğin en üst noktasına geldik. Yani şu kâğıtları dörde bölüp arkasını da kullanıyoruz şu kâğıtların biz. Şu bahsettiğimiz A4’ü dörde bölüp arkasını da kullanıyoruz. Verimlilik açısından yapabilecek bir şeyimiz yok. Ancak şu yapılabilir: teknolojini değiştirirsin o da çok ciddi yatırım maliyetleri. Yapanlar da var ama teknolojini değiştirdiğin anda da istihdam kaybı oluyor. Maraş’ın ikinci bir sektörü de çelik mutfak eşyasıdır. Bir arkadaşımız Türkiye’de de önemli bir oyuncu sektörde. Hem ihracat yapıyor hem de alışveriş merkezlerinde satılan o markalı ürünlere fason yapıyor. Başkanım dedi geldi danışıyor bana, rekabet etmekte zorlanıyorum çünkü bu iş güvencesinin işverene sağladığı aşırı yükümlülükler var. Geçmişten bugüne kaynaklanan yani son 4 yılda oluşan bir olay. Benim diyor şu anda 5,5 milyon Euro yatırım yapmam lazım niye? Hem İtalya’ya mal satışımı devam ettirmem için hem de istihdam maliyetimi azaltmam için. Peki dedim ne olacak 5,5 milyon Euro yatırım yaparsan? Şu an 350 kişi çalışıyor bende 50 kişiye düşecek.
CNBC-e Genel Yayın Yönetmeni SERVET YILDIRIM: İstihdam kaybı. Siz evet Maraş krize direndi, Maraş ihracatını artırdı falan ama sonuçta bir istihdam kaybı şehirde bu kriz döneminde var galiba.
MEHMET BALDUK: Var da mesela teşvikler bize çok faydalı oldu onu da kabul etmek lazım. Çok ciddi katkısı oldu. Mesela teşvik öncesi Maraş’ın kayıtlı istihdam rakamları 45.000 ila 46.000 civarındaydı bu 2008 yılının Mayıs ayında en üst seviyeye çıktı 86.000’e kadar. Daha sonra düşüş başladı. 2009 yılının Şubat Mart ayında dibe vurdu 75.000’e düştü. Ama sonra Haziran ve Temmuz aylarında artışlar başladı. Temmuz ayındaki ihracat artışı %22, Ekim ayında %36. Artışlar başladı ve yılsonunu biz 87.000 civarında kapattık. Maraş tarihinin ve tüm zamanların en iyi istihdam rakamı. Ama orada tabi 31.12.2009 da Maraş’a uygulanan eski tesislere uygulanan teşvikler bitiyor. Enerji desteği kalkarak istihdam desteği de devam edecek görünüyor. Burada tablo biraz değişebilir onun yansımalarını görmemiz lazım.
CNBC-e Genel Yayın Yönetmeni SERVET YILDIRIM: Burada kısa bir ara verelim Burçak Öndere dönelim. Hem borsayı alacağız hem de siz dediniz ki kur, Euro- dolar önemli 1.40-1.50 arası iyidir dediniz. Şimdi tahminlere bakacağız acaba aracı kurumlar önümüzdeki dönemde ne tahmin ediyor. Mahfi beyin dediği gibi 1.30’lara mı artık buradan gidiş Dolar- Euro paritesinde onlara bakalım ama Burçaktan onları alacağız.
CNBC-e Genel Yayın Yönetmeni SERVET YILDIRIM: Evet teşekkürler Burçak. Mehmet Bey tahminler çok da şey değil. Aslında TL’ye baktığımızda ortaya çıkan manzara, beklentiler, enflasyonun altında bir değer kaybı olacak TL’nin. Yani devalüasyon çok da ciddi boyutta olmayacak. Aşağı yukarı bu seviyeler civarında değil mi Mahfi Bey? Bir reel değerlendirme öngörülüyor TL için.
Dr.A.MAHFİ EĞİLMEZ: Ben Dolar-TL daha doğrusu Euro- TL ve Dolar TL ilişkisine baktığım zaman 2010 yılı sıkıntılı geçecek eğer bu tahminler gerçekleşirse. Yani bizim ihracatçıyı çok zorlayacak bir gelişme görünüyor. Ama Allahtan iktisatçılarla hava tahmincilerinin tahminleri çok tutmuyor ona aşağıda da değindik. Yani olay bittikten sonra geri dönüp düzeltiyorlar.
MEHMET BALDUK: Evet, şimdi daha aşağı da verenler var. Ben orada Ergün Özen Bey’in bir sözü çok hoşuma gider. Mehmet, kur tahminlerini kurşun kalemle yazıyorum diyor çok sık değiştirmek için. Şimdi tabi burada ben samimi fikrimi söylüyorum bunlar gerçek anlamda bir öngörü mü bir yönlendirme mi? emin değilim.
CNBC-e Genel Yayın Yönetmeni SERVET YILDIRIM: Yok öngörüdür. Bu kuruluşların tahmin yapması gerek, araştırma yapması gerek.
MEHMET BALDUK: Araştırma yapması gerekiyor ama ben emin değilim yönlendirme mi? öngörü mü? Onların araştırma yapması muhakkak gerekiyor da 2007 sonundan başlayarak 2008 yılında anlı şanlı kurumlarım tahminlerinin ve kendilerinin de ne hale geldiğini gördük.
CNBC-e Genel Yayın Yönetmeni SERVET YILDIRIM: Ama 2007 yılında da tahminler tutmadı yine. Ben hep eski tahminleri tutarım geriye dönüp bakarım ve çok büyük sapmalar vardır. Kur tahmin etmek kadar zor bir şey yoktur. Kaldı ki kuru bırakın hani ekonomik büyükleri tahmin edemedi kimse. 2008 yılında 2009 yılındaki o daralmanın, dünyadaki daralmayı öngören şahıs çok azdı onlar da prim yaptı zaten.
MEHMET BALDUK: Tabii bu benim yetişme alanım değil. Yani bu konuda otorite değilim, iktisatçı veya ekonomist değilim ama üreten, yaşayan bir sanayici olarak ben Türkiye’nin çok istememize rağmen hala yüksek teknoloji, yüksek mahva kullanarak, standardı ve katma değeri yüksek malların üretimine geçemediğimizi düşünüyorum. Geçmemiz için çalışmalar var. Özellikle son dönemde Hükümetin ve Sayın Başbakanın özellikle üstünde durduğu konuların başında bu geliyor. Ar -Ge destekleri veriyor, TÜBİTAK’a ciddi fonlar koyuyor vs. Ama az önce de söylediğim gibi teknolojiyi en üst düzeyde kullandığınız an, istihdamda muhakkak bir düşüş oluyor. Önümüzdeki süreçte Türkiye, ben küresel krizin bittiğine de inanmıyorum şahsen zaten nasıl bir kriz olduğunu daha doğru dürüst algılayamadım. Geçmişte yaşadığımız krizlere benzer bir kriz değil bu. Onun için bu dünya pazarlarında mal satmak için kıyasıya bir rekabetin olacağı ortamda bizim kurumuzun rekabetçi olması lazım. Bu demek değil ki eskisi gibi yalnız kura dayan. Rekabetçi ol. Biz zaten verimlilik açısından yapıyoruz. Burada bir şey izah edebilir miyim? İhracatçı için konuşuyorum, iç piyasaya çalışan için konuşmuyorum. Hammaddenin çoğu ithal, Dolar. İçerideki girdi maliyetleriniz TL (enerji, işçilik, yedek parça vs.). Mal satışınız büyük oranda Euro. Bu işin arasındaki parite zaten çok minimuma düşmüş, kar marjlarını bir anda alıp götürüyor ve sizi çok kötü durumlara sokabiliyor. Bunun için bazı konularda Merkez Bankası muhakkak onlar da kendi misyonlarının gereğini yapıyoruz diyorlar. Bizim için esas olan fiyat istikrarı diyorlar ama Türkiye şu anda o aşamada değil, Dünya da şu anda o aşamada değil. Burada fiyat istikrarının yanında bence Türkiye, kur sistemi üzerinde ciddi bir şekilde tartışmalı. Bunu mesleği olanlar çok daha iyi bilir. Benim ukalalık etmeme gerek yok. Ama Türkiye’nin büyüyeceği alanlar, büyüyeceği sektörler, ihracat pazarları düşünülerek bir strateji hazırlanmalı, teşvik sistemi de ona göre hazırlanmalı. Hangi bölgede hangi ürünü üretmeli? Hangi ürünü üretmek için oranın yeraltı kaynakları ve ürettiği ürünler önemli? Hangi pazara hangi ürün daha yakın? Çünkü bu devirde nakliye maliyetleri çok önemli, temrin çok önemli. Bakın ben size komik bir şey anlatayım. Ben iddia ettim Çin’e iplik sattım geçmişte birkaç yıl önce. Maraş’tan Mersin’e yani gemiye binene kadarki navlun maliyeti, Mersin’den Çin’e olan maliyetten pahalı. Böyle bir şey olabilir mi? Şimdi Türkiye ne üretecek? Ne ithal edecek? Üreteceğini hangi bölgede üretecek? Hangi pazarlara satacak? İçerideki metropollerde ne tüketiliyor? Ona göre çevresinde ne üretim yapacak? Bunların hepsi komple düşünülecek bir şey. Tabi bazı konularda özellikle yerel kamuoyu baskısıyla hükümete talepler geliyor, onlar da yapmak zorunda kalıyor. İyi niyetle yapıyorlar. Şimdi her ile üniversite deniyor. Her ilde üniversite olmasının bir mantığı yok. Ama o il gelişmediği için geliştirmek için onu oraya koyuyor veya her ile Organize Sanayi kurmaya çalışıyor
Dr.A.MAHFİ EĞİLMEZ: İli geliştirmek için kuruyor ama bazı hallerde öyle bir şey oluyor ki üniversite tersine yani il üniversiteyi geliştiremiyor. Zayıf üniversite olabiliyor bazen. İyi hazırlık yapmadan böyle işlere girmemek lazım.
CNBC-e Genel Yayın Yönetmeni SERVET YILDIRIM: Mahfi Bey, kur sistemini değiştirmek şu anda mümkün değil. Yani Türkiye onunla oynamayacak yani bu mevcut kur sisteminin avantajını aldı. Dalgalı kur sistemi krizlerde işe yaradı ve son yıllara baktığımız zaman enflasyonu aşağı çekmeye yardımcı oldu. Öyle bir niyet de yok, öyle bir esneklik de yok. Bunun yanı sıra yatırımı ve istihdamı doğrudan etkileyecek hangi kararlar alınabilir? Alınmayan ne kararlar var.
Dr.A.MAHFİ EĞİLMEZ: İşte mesela bir takım girdiler var. Yani rekabeti, Dünyada bu işler rekabetle yürüdüğüne göre mesela hep konuştuğumuz elektrik maliyetleri, vs. gibi sanayinin üzerinde önemli şeyler. Yani Dünya koşullarıyla hadi kuru serbest bıraktık tamam. Çin onu yapmıyor biz yaptık. Büyük rakiplerimizden biri Çin, Çin yapmıyor o işi, koruyor kolluyor. Biz de geçmişte kolladık 20-25 yıl böyle yürüttük ama şimdi bıraktık tamam. Ama şimdi en azından elektriği vs. Dünya koşullarında vermemiz lazım diye düşünüyorum.
MEHMET BALDUK: Doğru haklısınız, bakın benim kendi iştigal konumda birinci maliyet unsuru hammadde, ikinci maliyet unsuru enerji. İşçilikten fazla. Çünkü ileri teknoloji kullanıyorsun. Benim gençliğimde gene sektörden örnek vereyim: 15 ton iplik üretmek için 500 kişi çalışırdı şimdi 60 kişi ile yapıyorum o işi. Enerji çok ciddi bir maliyet. Burada enerjide de zaten içinde bulunduğumuz durumu siz daha iyi biliyorsunuz. Şu anda doğalgazla ve ithal kömürle imal edilen enerji. Son dönemde HES yatırımlarına, rüzgâra doğru bir yöneliş oldu. Şu anda Maraş’ta işletmede olan, yatırım aşamasında olan EPDK’da bekleyen 62 tane HES projesi var. İrili ufaklı bunlar. Çok büyük gruplar da var çok ufak gruplar da var. Bunları yapmak zorundayız. Ama şimdi yatırım ve üretimi artırmak için, istihdamı artırmak için soru sordu Servet Bey de. Bakın ben bunu üzülerek söylüyorum. Ben yatırımcıyım, sanayiciyim, üreticiyim, ihracatçıyım. Bazen idealizm uğruna da yatırımlar yaptım. Ama Maraş şu anda Türkiye’nin sanayi üretimi açısından bir numarası. Yani toplam rakamlarla değişme rakamları açısından bir numarası. Ama orada bile artık herkeste bir bıkkınlık var. Ben niye yatırım yapacağım, uğraşacağım maliyeydi, sigortaydı, çevreydi, kur paritesiydi, alacak tahsiliydi. O kadar çok şey söyleyebilirim ki, bir bıkkınlık var. Yani komik komik şeyler de var. Serbest piyasa ekonomisi diyorsunuz. Ben bunları liste yapmıştım isterseniz size de göndereyim. Doktor tutacaksın diyor şu fiyattan aşağı olmayacak diyor. Ya tamam ben doktor tutayım da işimin sağlığı için, sen ne karışırsın şu fiyattan aşağı olmayacak. Avukat tutacaksın şu fiyattan aşağı vermeyeceksin. En son yeni çıktı 2-3 gün önce Gümrük müşavirliğine şu fiyattan aşağı vermeyeceksin. Makine mühendisine şundan aşağı vermeyeceksin. Yeminli mali müşavir tutacaksın şundan aşağı vermeyeceksin. Bu nasıl bir serbest piyasa? Benim avukata ihtiyacım varsa ben tutarım bunun ücretini de oturur beraber belirlerim. Buna müdahale etmek, serbest piyasa mantığına aykırı onu söylemeye çalışıyorum. Bugün bir liste yaptık çok uzayan bir liste şunu yapacaksın, bunu yapacaksın. Tamam, Türkiye ciddi bir değişim dönüşüm yaşıyor. Avrupa Birliğiydi, müzakereydi, edilen şartlarla ilgilide bir sürü sıkıntı var, çevre ile ilgili, sosyal güvenlikle ilgili bunlar amenna bunları yapmak zorundayız. Abartıya kaçan birçok madde de var onları da gerekirse bir gün size örnek veririm.
CNBC-e Genel Yayın Yönetmeni SERVET YILDIRIM: Siz TOBB’un yönetimindeydiniz uzun süre dolayısıyla bu konulara çok eğildiniz çok da dile getirdiniz ama o günden bugüne bir gelişme var mı?
MEHMET BALDUK: Yani gelişme olan noktalar da var, kötüye giden de var. Halledilen de var. Ben şunu anlatmaya çalışıyorum. Türkiye’de maalesef işsizlik en önemli sorun. Genç nüfusun dörtte biri işsiz. Bizim onlara iş alanları yaratmamız lazım. Ama yatırımcı deyince toplumda öyle bir algılama oluşmaya başladı ki; yatırımcı deyince artık portföy yatırımı yapan yatırımcı veya alışveriş merkezi yapan yatırımcı. Sanayi tesisi üreten, mal üreten, ihraç eden, istihdam yaratan yatırımcı ikinci üçüncü planda kaldı. Bunu bir değiştirmemiz lazım öncelikle. Genel anlamda benim mantalitem doğru veya yanlış. Benim mantalitem: Türkiye cari açık vererek değil de cari fazla vererek büyüme modeline geçerse ben bu sıkıntıları biraz daha kolay aşabiliriz diye düşünüyorum. Bu benim düşüncem, bunun altyapısını hazırlamak da muhakkak tabi akademisyenlerin, bürokratların ve siyasilerin işi. Ama bizden katkı istendikçe biz elimizden geldiğince vermeye çalıyoruz.
CNBC-e Genel Yayın Yönetmeni SERVET YILDIRIM: Cari fazla yaratarak büyütme mahfi bey? Ne kadar kısa vadede mümkün?
Dr.A.MAHFİ EĞİLMEZ: Yani galiba 3 ülke öne çıkıyor, vardır daha ufak tefek ama Almanya, Japonya. Almanya şimdi biraz daha düşüyor. Japonya’da öyle ama Almanya, Japonya esas itibari ile de Çin cari fazla veren. Uzakdoğu’da diğer ülkeler de veriyor ama. Yani bunların üçü de Almanya, Çin ve Japonya ve şimdi Tayland falan Tayvan, Kore, Hong Kong, Singapur, bunlar da geliyor. Bunların tamamı teknoloji üreten, yeni teknolojileri ortaya çıkaran yaratan ekonomiler. Yani teknoloji yaratmadığın sürece ihracata bu kadar ağırlık verip cari fazla yaratmak çok da kolay değil.
CNBC-e Genel Yayın Yönetmeni SERVET YILDIRIM: Şimdi yeni pazarlar, tabi bu arada Maraş’ta bu başarıldı. 2009’da Brezilya ve konumu gereği de Ortadoğu ülkeleri ve işte Kuzey Afrika’daki pazarlar biraz öne çıkıyor. Şimdi bendeki listeye bakıyorum. Türkiye’nin tamamı için Maraş için bu tablo farklı olabilir ama Türkiye’nin tamamı için Libya, Suriye, Cezayir, Brezilya gibi ülkelere geçen sene ihracat artmış. Onun dışındaki bütün ülkelere ihracatta daralma var. Ama yeni Pazar yaratılabilmiş burada. Tabi sizinle başında konuştuğumuz şey acaba bu yıl da sürdürebilir mi?
Dr.A.MAHFİ EĞİLMEZ: Yenipazarlar veya bu yaratılan pazarlara devam etme.
MEHMET BALDUK: Kur seviyesi ile hem Dolar -TL, Dolar-Euro pariteleri ile ilgili. Bizim Maraş üzerinde konuşursak; biz özellikle eski tesisler, enerji teşvikler sıfırlandığı için maliyetleri duruyor. Yalnız SSK kalıyor. SSK primi konfeksiyon gibi sektörlere çok faydalı olur. Ama bizim gibi enerjiyi yoğun tüketen sektörlerde hiçbir faydası olmaz. Tabi kapasitelerde durma oluşursa, o zaman rakamlardaki iyileşme de durur. Bu sene sürdürebilir miyiz?
CNBC-e Genel Yayın Yönetmeni SERVET YILDIRIM: Tabloya baktığımızda Mısır, Libya, Irak, İsviçre, Türkmenistan en fazla ihracatın arttığı 5 ülke. Sizi belki ayrı tutmak gerekir.
MEHMET BALDUK: Mısır, tabi bizim Maraş’tan 2 firma da gitti Mısır’da yatırım yaptı. Ara mallarını oraya götürüyorlar orada mamul mal haline getirip Amerika’ya satıyorlar. Orada biliyorsunuz free zone var. Ondan dolayı serbest gönderiyorlar. Mesela bazı ülkeler; Suriye ve Irak gibi ülkeler geliyor, Maraş’tan mal alıyor ama ihraç kaydı ile alıyorlar. Mahfi Bey’e onu arz ettim. Maraş’ta 100 milyon dolar olması gerekenden eksik gözüküyor ihracat. Neden? Suriye ve Irak gibi ülkelere ihraç kayıtlı mal gidiyor. Oranın tüccarı geliyor, fabrikanın kapısında parayı cash ödüyor. İhraç kaydı ile malı çıkartıyor. O da ya Habur kapısından çıkıyor, ya Cilvegözü’nden, ya da Öncü Pınar’dan. Önümüzdeki yıl tabi ikinci dip yaşanmaz tartışması var. Neticede küreselleşen bir ekonomide Türkiye, kendi iş talebiyle bir yere kadar gelebiliyor ama dışarıya mal satmak zorunda. Avrupa pazarında iyileşme gerçekten olacak mı? Euro-Dolar paritesi ne olacak? Bizim içeride kur ne olacak? Faizler ne olacak? Bankacılık sisteminin davranışı ne olacak? Hammadde emtia fiyatları ne olacak? Mesela emtia fiyatları yazdan bu yana çok ciddi yükseldi. Bundan dolayı nasıl bir tablo ile karşılaşacağız? Paraşütsüz düşme olursa yani çok hızlı düşerse, elinde hammadde olanlar çok büyük dayak yiyecek. Bu yükselme devam mı edecek? Bunların hepsi birer belirsizlik. Bunları tahmin edebilmek ve ona göre pozisyon almak da çok kolay değil.
CNBC-e Genel Yayın Yönetmeni SERVET YILDIRIM: Kolay gelsin diyelim değil mi? Mahfi Bey, şimdi onun için yarın Güneş Sigorta ile ortak düzenlediğiniz bu krize direnen kentler içerisinde Antep’tesiniz. Orada da bu aynı tartışmaları sürdüreceksiniz. Yine gün boyu Antep’ten yayınlarımız olacak. Tabi Antep’in, Maraş gibi illerin özelliği Ortadoğu’ya yakın olması. Programımızın sonuna geldik ama sormadan geçemeyeceğim. Bir Suriye açılımı yaşandı gümrük kapıları daha rahat işlemeye başladı, vizeler kalktı, ticari ilişkiler arttı. Sonuçta Suriye ile bizim ilk onbir ayda 1,3 milyar dolarlık bir ihracatımız var. Bunun çok çok üzerine çıkma potansiyeli var mıdır? Suriye bizim başka yerlerden kaybımızı telafi edecek bir pazar olma özelliğine kavuşur mu?
MEHMET BALDUK: Kavuşabilir. Çünkü Suriye Türkiye’nin belki de 40 yıl önceki hali. Aç, talepkar ama orada da maalesef gelir dağılımı dengeli değil. Bir üst sınıf var, bir altta gariban sınıf var. Ama orta sınıfın Türkiye’ye ilgisi çok. Çok fazla seviyorlar. Mesela ben 4 kere gittim Suriye’ye. Orada yatırım yapmak, oradaki yatırımcıyı buraya davet etmek için gittim ve turizmi geliştirmek için gittim. Tabi orada Urfa, Gaziantep, Hatay ve Mersin çok daha avantajlı. Biz daha içeride kaldığımız için dezavantajlıyız. Mesela yılbaşında 52 kişilik bir grup geldi Suriye’den. Maraş’ta kaldılar 2 gün. Yemeğini yedi, etrafı gezdi, alışveriş yaptı. Bu tip trafik artacak. Mal ihraç etmek açısından da Türk mallarının orada ciddi şansı var. Bu doğru bir uygulama. Yani komşularla sıfır sorun politikası doğru bir politika. Komşularla ticareti geliştirmek politikası çok doğru bir politika. Şimdi tarihsel ve kültürel mirasın haricinde de demin de söyledim şu anda nakliye çok ciddi bir maliyet. Artı temrin, hızlı ulaştırma çok ciddi bir avantaj. Onun için komşularımızla ticareti geliştirmek zorundayız.
CNBC-e Genel Yayın Yönetmeni SERVET YILDIRIM: Evet burada Kürşat Tüzmen’in kulağını çınlatalım. O, Bakanlığı süresince sık sık komşular ile ticareti artırmayı kullanırdı, o temayı işlerdi. Bende hatırlıyorum birkaç şeyinde böyle onunla da bu konu üzerinde durmuştuk. Sonuçta orada da bir şeyler elde edilmeye, bir şeyler sağlanmaya başlandı diyelim. Sonuna geldik galiba.
MEHMET BALDUK: Servet bey bakın, Dünyanın en büyük ekonomisi Amerika, patron da Amerika. ama büyük ticareti iki komşusu ile Kanada ve Meksika. Bu önlenemez bir gerçek.
CNBC-e Genel Yayın Yönetmeni SERVET YILDIRIM: Komşunu iyi tutacaksın. Sonuçta belki kayıpları gidermenin adresi de komşu. Diğer pazarlardaki kayıpları komşuda giderebiliriz. Teşekkür ederiz.
MEHMET BALDUK: Biz teşekkür ederiz. Sağ olun.