"ENFLASYONSUZ ORTAMDA İŞLETME YÖNETİMİ SEMİNERİ" GERÇEKLEŞTİRİLDİ
Türk iş dünyasının çatı örgütü Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, Referans Gazetesi, Ticaret ve Sanayi Odası ve Ticaret Borsası işbirliği ile düzenlenen "Enflasyonsuz Ortamda İşletme Yönetimi" konulu seminerlerin dördüncüsü Kahramanmaraş’ta yapıldı.
İlki Manisa’da, İkincisi İzmir’de, üçüncüsü Gaziantep’te yapılan ve dördüncü durağı Kahramanmaraş olan seminere, Sütçü İmam Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nafi BAYTORUN, Vali Yardımcısı Nurettin YILMAZ, Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkan Vekili Mehmet Fethi ARİFİOĞLU, Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Üyesi Selahattin OKAY’ın açılış konuşmalarıyla başlandı.
Mehmet Fethi ARİFİOĞLU açılış konuşmasında, AB sürecine değinerek, "17 Aralık tarihine o kadar endekslendik ki, sonuç olumsuz olursa bizler için bir felaket olacak sanki. Döviz fırlayacak, faizler yükselecek, borsa batacak. Olumlu olursa her şey güllü gülistanlık. Önümüzde en az 10 yıllık bir müzakere süreci gözüküyor. Bu da demektir ki, bizler önümüzdeki 10 yıl yine günlük yaşamımızda ekonomik faaliyetlerimizin önemli bir zamanını Avrupalı devlet başkanlarının veya AB sekretaryasının 3. derece bir katibinin demecinin, o günkü kura, faize ve borsaya ne kadar etki edeceğini takibe ayıracağız. Dalgalı kurun bizlerle dalga geçmesini takip edeceğiz. Girdi maliyetlerimizin gün içindeki değişimini izlemekle geçireceğiz. AB’den hibe ve yatırım olarak gelecek milyarlarca Euro’nun ve serbest dolaşımla Avrupa’ya gidip çalışmanın hayallerini kuracağız" şeklinde konuştu.
Arifioğlu, sözlerine şöyle devam etti: "Kopenhag kriterlerini ve Mastrich kriterlerini Parlamento’dan geçireceğiniz birkaç yasa ile sağlayamazsınız. Bu kriterleri bu ekonomik yapımız ile sağlamamız çok zor görünüyor. Hala ekonomik faaliyetlerin önemli bir kısmı kayıt dışı olan ülkemizde sağlıklı bir ekonomiye kavuşmak mümkün değildir. Umarım siyasi ve sosyal kriterler için gösterilen çabalar sağlıklı bir ekonomi için de gösterilir. Gayet iyi hatırlıyorum, Gümrük Birliği’ne gireceğimiz dönemde, tüm basın Avrupa’yı biz giydireceğiz diye manşetler atmıştı. Kahramanmaraşlılar gibi birçok Anadolu müteşebbisi bu rüzgara kapılarak tekstile hücum etti. Bunun ne kadar çarpık bir yapılanma olduğu bugün daha iyi görülüyor. Hala elimizde sağlıklı bir sanayi envanteri, sağlıklı bir gelecek stratejisi ve projeksiyonu yok maalesef".
Mehmet Fethi ARİFİOĞLĞU, enflasyon ile ilgili olarak ise, "enflasyonist ortamda şirketlerin hataları ve verimsizlikleri görünmüyordu. Enflasyon nedeniyle elde edilen kazançları kendi başarımız gibi gördük. Şimdi ise fes düştü, kel göründü. Enflasyonsuz ortamda bocalamamak için daha iyi yapılanmak, verimli çalışmak, pazarları genişletmek gerekiyor. Ancak bizim bu çabalarımız tek başına yeterli olmaz. Üretimden elde ettiğimiz karı kur farkı olarak kaybetmemiz bizim hatamız mıdır? Sinek uçsa etkilenen bir kur var. Forward yapıyorsunuz zarar ediyorsunuz, yapmıyorsunuz zarar ediyorsunuz. Çoğunlu KOBİ olan işletmelerimizin bu enstrümanları sağlıklı bir şekilde kullanmaları da zaten zordur. Elektriği dünya sanayicisinin 2 katı fiyatla kullanarak, yüksek SSK primleri ve vergileri ödeyerek, maliyetleriniz dolar bazında yükselirken işletmelerimizi sağlık bir şekilde yönetebilmemiz mümkün mü? Yüzde yüz enflasyonun bilançolarımızı kemirdiği dönemde enflasyon muhasebesini uygulayamazken bugün yüzde 10 enflasyon döneminde enflasyon muhasebesine geçiyorsunuz. Bu çarpıklıklar bizim dışımızda olan gelişmelerdir" dedi.
İki bölümden oluşan seminerin, oturum başkanlığını Referans Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Eyüp CAN’ın yaptığı ilk bölümünde, Referans yazarları David JUDSON ve Abdurrahman ARIMAN, "AB Sürecinde Türkiye Ekonomisini Bekleyen Fırsatlar ve Tehditler" başlıklı özel bir sunum yaptılar.
İkinci bölümde ise Prof. Dr. Erdinç TELATAR, Prof. Dr. Ramazan AKTAŞ ve Ünsal BAN, "Enflasyonsuz Ortamda İşletme Yönetimi" ana başlığı altında sunum yaptılar.
BASIN SERVİSİ
———————————————
"ENFLASYONSUZ ORTAMDA İŞLETME YÖNETİMİ SEMİNERİNDE"
YÖNETİM KURULU BAŞKAN VEKİLİMİZ SN. MEHMET FETHİ ARİFİOĞLU’NUN YAPTIĞI KONUŞMA
Sayın Valim, Belediye Başkanım, Rektörüm, Değerli Konuklar, Basınımızın Kıymetli Mensupları
Hepinizi saygılarımla selamlıyorum. Çok isabetli seçilmiş iki konuda bizleri bilgilendirmek için aramızda bulunan sayın konuklarımıza, bu seminerin hazırlanmasına TOBB Yönetimine ve Referans Gazetesi yöneticilerine Kahramanmaraşlı işadamları adına teşekkürlerimizi arz ederim. Seminerimizin her iki konusunda bazı sıkıntılarımızı dile getirmek istiyorum. Umarım bizleri biraz rahatlatırsınız.
Öncelikle, AB konusuna değinmek istiyorum. 17 Aralık tarihine o kadar endekslendik ki, sonuç olumsuz olursa 18 Aralık bizler için bir felaket olacak sanki. Döviz fırlayacak, faizler yükselecek, borsa batacak. Olumsu olursa her şey güllük gülistanlık. Önümüzde en az 10 yıllık bir müzakere süreci gözüküyor. Bu da demektir ki, bizler önümüzdeki 10 yıl yine günlük yaşamımızda ekonomik faaliyetlerimizin önemli bir zamanını, Avrupalı devlet başkanlarının veya AB Sekreteryasından üçüncü derece bir katibin demecinin, o günkü kura, faize ve borsaya ne kadar etki edeceğini takibe ayıracağız. Dalgalı kurun bizlerle dalga geçmesini takip edeceğiz. Girdi maliyetlerimizin gün içindeki değişimini izlemekle geçireceğiz.
AB’den hibe ve yatırım olarak gelecek milyarlarca Euro’nun ve serbest dolaşımla Avrupa’ya gidip çalışmanın hayallerini kuracağız. İngiltere’deki tekstil fuarına gitmek için vize alamayan 25-30 Kahramanmaraşlı sanayicimizin rahatça Avrupa’ya vizesiz gideceğini düşünürek rahatlayacağız. İtalya’ya 15 günlük vize için 1 ay uğraşmayacağız.
Şimdiye kadar Avrupa’ya vizesiz gidebilen teröristler ise artık vize almak zorunda kalacak. AB’nin Kopenhag kriterlerinin Meclis’teki çoğunlukla çıkaracağız yasalar ile yasal olarak sağlayabiliriz. Ancak, bu yasaların uygulanabilirliği, korkarım devamlı konuğumuz olacak Avrupa’lı parlamenterler ile tartışma konusu olacak. Amaçları tartışılabilir. Bu dostlarımızın peşlerindeki basın ordusu ile ülkemizin bilmem hangi şehrinde vereceği demeçlerin olumlu olmasını bekleyeceğiz.
Diğer sıkıntılı durum ise ekonomik kriterler (Mastrich Kriterleri) Parlamento’dan geçireceğiniz birkaç yasa ile sağlayamazsınız. Bu kriterleri, bu ekonomik yapımızla sağlamamız çok daha zor görünüyor. Hala ekonomik faaliyetlerin önemli bir kısmı kayıtdışı olan ülkemizde sağlıklı bir ekonomik yapıya kavuşmak mümkün değildir. Umarım sosyal kriterleri sağlamak için gösterilen çabalar sağlıklı bir ekonomik yapı oluşturmak için de gösterilir.
Gayet iyi hatırlıyorum. Gümrük Birliği’ne gireceğimiz dönemde, tüm basın "Avrupa’yı biz giydireceğiz" diye manşetler atmıştı. Kahramanmaraşlı gibi birçok Anadolu müteşebbisi bu rüzgara kapılarak tekstile hücum etti. Bunun ne kadar sağlıksız bir yapılanma olduğu bugün daha iyi görünüyor. Devlet Planlama Teşkilatı müteşebbislerin önüne daha sağlıklı veriler koyabilseydi, bu sermaye ve müteşebbis ruh da rantabl kullanabilirdi.
Hala elimizde sağlıklı bir sanayi envanteri ve sağlıklı bir gelecek stratejisi ve projeksiyonu yok maalesef. Bütün bunlara rağmen ülkemizin yüksek potansiyeli ve dinamik müteşebbis nüfusu ile bu sosyal ve ekonomik kriterleri uygulayabi
lirsek, AB’ye kabul edilsek de edilmesek de dünyanın önemli bir güç odağı olacağımıza inancımı belirtmek isterim.
Az önce söylediklerim ise bunu başaramamanın bana verdiği burukluğun bir tezahürüdür.
Enflasyonsuz ortamda işletme yönetimine gelince, bizim nesil enflasyonla yaşaya yaşaya biraz enflasyonkolik oldu maalesef. İşletmelerimizi iyi yönetmesek de enflasyon bizim bütün hatalarımızı kapattı. Enflasyon nedeniyle elde ettiğimiz kazançları kendi başarımız gibi gördük, sevindik. Şimdi fes düştü, kel göründü. Enflasyonsuz bir ortamda bocalamaya başladık. Daha iyi yapılanmak zorundayız. Bir geçiş dönemini yaşayacağız. Tüm arkadaşlarımızın çabalarına şahit oluyoruz. Ancak, bizim çabalarımız tek başına yeterli mi? Kahramanmaraş sanayinin ana girdisi pamuktur. Ve büyük ölçüde Amerikan pamuğu kullandığı için dolar kuru ile karlılığımız ciddi ölçüde etkilenmektedir. Bir kur tahmini yapamıyorsunuz. Bu kadar oynak bir kur ile sağlıklı bir üretim maliyeti gerçekleştirme şansınız azdır.
1.550.000 TL dolar kuru ile ithal ettiğimiz pamukla ürettiğimiz ipliği 1.420.000 TL kurla satmak durumunda kalırken, üretimle elde ettiğimiz karı kur farkı olarak kaybetmek bizim kabahatımız mı?
Sinek uçsa etkilenen bir kur olabilir mi? Forward yapıyorsun zarar ediyorsun. Yapmıyorsun zarar ediyorsun. Çoğunluğu KOBİ olan işletmelerimizin bu enstrümanları sağlıklı olarak kullanmaları da zaten zordur ve zamana ihtiyaçları vardır. Sağlıklı tahsilat yapamadığımız bir ortamda nasıl forward yapacaksınız?
Sakıp Sabancı’yı rahmetle anarken bir sözünü hiç unutmuyorum. Bu enflasyon bir gün düşer ama enflasyonun bozduğu ahlakın düzelmesi çok zordur. Enflasyon yüzde 10 diyorsunuz, buna göre kur asgari yüzde 10 artması gerekirken, aksine yüzde 10 düşüyor. Yüzde 10’larda enflasyondan bahsederken yüzde 30 faiz ile para kullanmak durumundasınız. Elektriği dünya sanayicisinin iki katı fiyatla kullanarak yüksek SSK primleri ve vergileri ödeyerek ve maliyetleriniz dolar bazında yükselirken işletmelerimizi sağlıklı yönetmemiz mümkün mü?
Yüzde 100 enflasyonun bilançolarımızı kemirdiği dönemde, enflasyon muhasebesini uygulamazken bugün enflasyonun yüzde 10’a düştüğü dönemde enflasyon muhasebesine geçiyorsunuz. Bu çarpıklıklar bizim dışımızda olan gelişmelerdir.
Özetle enflasyonsuz ortamda işletmelerimizi sağlıklı yönetebilmemiz için öncelikle maliyetlerimize etkili olan unsurların fiyat ve oranlarını belirleyen karar vericilerin bu fiyat ve oranları enflasyonsuz ortama göre düzenlemeleri ve kuralları koymaları gerekir.
Beni dinlediğiniz için teşekkür ederim. Değerli konuşmacıların bilgilerinden yararlanacağımız inancıyla saygılar sunarım.